Aile planlaması, ailelerin istedikleri sayıda, istedikleri zamanda ve sağlıklı aralıklarla, bakabilecekleri kadar çocuk sahibi olmaları demektir. Aile planlamasının amacı , çok ve sık gebelikleri önlemek, çok ve sık doğumların anne ve çocuk sağlığına olan olumsuz etkilerini gidermek, istenmeyen gebeliklerde tehlikeli yollarla yapılan düşükleri önlemek, ailelere gebelikten korunmanın modern ve tibbi yollarını öğreterek ana sağlığı ve çocuk sağlığı düzeyini yükseltmektir
Türkiyede sağlık bakanlığının yapmış olduğu bir çalışmada 2003 yılında kadınların % 71 i modern veya geleneksel yöntemlerden birini kullanıyor, % 29 u ise hiçbir yöntem kullanmıyor. Bir korunma yöntemi kullananların % 42.5 i modern yöntemlerden birini kullanıyor. Modern yöntemler arasında % 4.7 i doğum kontrol hapları, % 20.2 si Rahimiçi araç (Spiral) , % 10.8 i Kondom, % 5.7 si tüp ligasyonu, % 1.1 i ise diğer yöntemleri kullanıyor. Geleneksel yöntemlerden ise en sıklıkla % 26.4 ile geri çekme yöntemi kullanılıyor. Türkiye’deki Aile Planlaması yöntemlerini kullanma prevalansları hem toplam olarak hem de geleneksel/modern yöntemler olarak doğu Avrupa ülkeleri ile benzerlik göstermektedir. Yöntem dağılımına bakıldığında ise; Türkiye’deki geri çekme yöntemini kullanma oranı bölgedeki en yüksek değere sahip olmakla birlikte Doğu ve Güney Avrupa ülkelerinde de bu yöntem yaygın olarak kullanılmaktadır. Batı Avrupa’da hormonal yöntemler, Kuzey Avrupa’da ise cerrahi sterilizasyon yöntemleri daha yaygın olarak kullanılmaktadır.
Kadının gebe kalabileceği günlerin hesaplanarak, o günlerde cinsel ilişkide bulunulmaması şeklinde uygulanan bir yöntemdir. Kadının gebe kalabileceği günler yumurtalıklarından yumurtanın atıldığı ve canlı kaldığı süredir(12-24 saat). Spermler üç gün boyunca genital kanalda bekleyebilir ve yumurtlama sonrası ilk 12-24 saatte döllenmesi gereken yumurta hücresine ulaşıp onu dölleyerek gebeliği başlatabilirler. Dolayısıyla kadının gebeliğe en elverişli günleri yumurtlamanın olduğu gün ve bundan önceki üç gündür. Ancak her kadının adet düzeni farklıdır ve yumurtlamanın ne zaman olacağı belli olmaz. Yumurtanın atılmasını, hastalık ilaç kullanımı, yüksek ateş gibi olaylar etkileyebilir. Bu yöntemle istemeden gebe kalan kadınlara çok sık rastlanmaktadır. Etkili bir yöntem değildir. Bu nedenle bu günler içinde ya ilişkiden kaçınmak ya da tam koruyucu olmasa da prezervatif gibi gebeliği önleyecek bir yöntem kullanmak gerekir.
Geri Çekme yöntemi cinsel ilişki sırasında tam ejekulasyon (boşalma) anı geldiğinde erkeğin penisini geri çekerek “dışarıya boşalmasına” verilen isim ve gebelikten korunma yöntemidir. Türkiye de çiftler arasında en sık kullanılan geleneksel korunma yöntemidir. Geri çekme yöntemi tüm doğum kontrol yöntemleri arasında en başarısız olanıdır. Başarısızlığın en önemli nedeni orgazm ve ejekülasyon anında geri çekmenin çoğu zaman zor olması, ejekülasyondan önce gelen sıvı içinde sperm bulunması ve ejekülatın vajina dışına bulaşması durumunda nadiren de olsa spermlerin vajina içine girip ilerleyerek döllenmeyi gerçekleştirmeleridir.
Laktasyonel amenore metodu emzirme mekanizmasını kullanan bir korunma yöntemidir. Düzenli emzirme yapıldığı takdirde yumurtlama olasılığı düşüktür. Doğumdan sonraki ilk 6 ay içinde düzenli emzirme yapılırsa gebe kalma şansı % 2 oranındadır. Sonraki 6 ay içinde ise eğer emzirmeye devam edilirse ilk 6 ay kadar olmasa da yine bir miktar koruma sağlayabilir.
Vajinal duş, vajinal akıntı ya da diğer maddeleri( sperm gibi) temizlemek için vajina içini basınçlı su ya da başka bir sıvı ile yıkamak anlamına gelir. Vajinal duş için kullanılan çeşitli parfümlü materyaller ya da ilaçlar da mevcuttur. Birçok kadın cinsel ilişkiden sonra vajeni su ile yıkamanın gebeliği önlediğine inanır. Bu tamamen etkisiz bir yöntemdir, çünkü erkeğin boşalması sırasında, spermler birkaç saniye içinde rahim içine geçebilirler.. Vajinal duş bir doğum kontrol yöntemi değildir ve gebelikten korunmak amacıyla asla kullanılmamalıdır. Cinsel yolla bulaşan hastalıklara karşı da koruyucu değildir. Yapılan vajinal duş kadının vajinadaki kimyasal dengesini bozarak enfeksiyonlara daha eğilimli hale gelmesine neden olur. Duş sırasında yeni mikroorganizmaların vajinaya girişine neden olabilir. Bu mikroplar rahim ağzı, rahim ve tüplere ulaşarak ciddi enfeksiyonlara neden olabilirler.
Vajinal köpükler kremler ve fitiller sperme karşı fiziksel bir bariyer oluşturur ve bir spermisid genellikle nonoxynol-9 içerir. Bunlar diğer bariyer yöntemleri ile birlikte kullanılır ve her cinsel birleşme öncesi vajinaya yerleştirilir.
Kondom kullanımı , etkinliği çok daha az olan geri çekme dışında , geri dönüşü olan tek erkek korunma yöntemidir. Kondomlar aynı zamanda cinsel yoldan bulaşan hastalıkların riskini azaltır. Kondom penetrasyondan önce kullanılır: ucu ejekulatı biriktirmek için penisten 1 cm kadar sarkmalıdır. Her cinsel birleşmede yeni bir kondom kullanılmalıdır. Hatasız kullanımla 1 yıldaki gebelik oranı % 2 dir, fakat uygun olmayan kullanımda bu oran % 15-25 olabilir. Kondomun kaydırıcısının içinde bulunabilen veya vajinaya ayrıca yerleştirilen bir spermisid eklenmesi bu oranları daha da düşürebilir.
Kubbe biçimli elastik çeperli serviksin üzerine yerleştirilebilen bir kauçuk kap olan diafram, sperme karşı kadınların kullandığı bir bariyerdir. Diaframlar 5 cm den 10.5 cm ye kadar değişen çeşitli boyutlarda üretilir. Kullanmadan önce bir sağlık çalışanı tarafından rahatsızlık yaratmaması için jinekolojik muayene ile uygun diafram ölçüsü belirlenir. Doğumlardan sonra vajen boyutu değişebileceği için tekrar ölçü alınmalıdır. Diafram son cinsel birleşmeden sonra en az 8 saat yerinde kalmalıdır. Her birleşmeden önce diaframın kayma olasılığı göz önünde bulundurularak spermisidlerle birlikte kullanılmalıdır. İlk yılda gebelik oranları hatasız kullanımda yaklaşık % 6 iken düzensiz kullanımlarda bu oranlar % 16 olmaktadır.
Serviks kepi diaframa benzer fakat daha küçük ve daha serttir. Birkaç boyu vardır. Serviks kepi 48 saat süresince yerinde kalabilir. Doğum yapmamış kadınlarda düzgün kullanımda gebelik oranları % 10 civarında iken doğum yapmış kadınlarda güvenli biçimde yerleştirmek zor olduğu için başarısızlık olasığı artmaktadır.
Doğum kontrol hapları içerdikleri östrojen ve progesteron hormonu türevlerinin etkileriyle yumurtlama sürecini geçici olarak durduran ve bu şekilde gebeliği önleyen ilaçlardır. Ayrıca doğum kontrol hapları bulunan progesteron türevi madde rahim iç tabakasını inceltir ve embriyonun yerleşmesine elverişsiz hale getirir. Aynı madde rahim ağzı salgısını koyulaştırarak spermlerin geçişini zorlaştırarak gebeliği engeller.
Düzenli olarak kullanıldıklarında doğum kontrol haplarının koruyuculuk oranları % 100 e yakındır ve gebelik çok nadiren oluşur.
İlk kutunun ilk hapı adet kanamasının tercihan birinci veya ikinci günü alınmalıdır. Koruyuculuk o ay hapların düzenli olarak kullanılacağı varsayılırsa hemen başlar. Kutunun içindeki ilaçlar 21 gün sonunda biter. Bir haftalık ara verilir ve 8. günde diğer kutuya başlanır. Ara verilen süre içerisinde genellikle kutunun bitiminden iki gün sonra adet kanaması gerçekleşir. Ve bir sonraki kutuya başlama zamanı genellikle adetin 4. veya 5. Gününe denk gelir. Adet kanamasının ne zaman gerçekleştiği önemli değildir. Haplar her günün belli bir zaman diliminde (sabah, öğlen, akşam veya gece yatarken) tok karnına alınır. Hapların aynı saatte alınması koşul olmamakla beraber hap alma alışkanlığını korumak açısından kadının belli bir saati belirlemesi ve günlük hapını bu saatte alması önerilir. İlacın günlük dozu unutulduğunda ertesi günü iki adet birden alınmalıdır. Bu durumda koruyuculuk oranı azalmaz. İlacın iki günlük dozu birden unutulduğunda o ay için koruma olmayabileceği düşünülmeli ve ek bir yöntem kullanılmalı ayrıca ara kanama olabileceği de bilinmelidir.
Prof. Dr. Fazli Demirtürk'ten randevu almak için yandaki iletişim seçeneklerini kullanabilirsiniz.
Copyright © 2024 Prof.Dr. Fazli Demirtürk
Web Tasarım: Dijitorya